Allá en casa la pobreza era tanta que desde muy temprano uno aprendía eso de no gastar en cualquier cosa. Todo costaba dinero. Todo era caro.
Porque la vida sin ternura no vale nada.
Matar no quiere decir que uno tome el revólver de Buck Jones y haga ¡bum! No es eso. Uno lo mata en el corazón. Va dejando de querer. Y un buen día la persona muere.
Ben şimdi de, bu iki kuşu düşünüyordum. Muhabbetkuşunu ve kanaryayı. Ne Yapmışlardı onları? Orlando Cabelo de Fogo'nun ispinozu gibi belki onlar da üzüntüden ölecekti.. Belki özgürlüklerine kavuşturma...
Benim suçum değil... Benim suçum değil... Benim suçum değil... Benim suçum değil...
Nen var Zeze?Hiç. Şarkı söylüyordum.Şarkı mı söylüyordun?Evet.Öyleyse ben sağır olmalıyım.İnsanın içinden de şarkı söyleyebildiğini bilmiyor muydu yoksa? Bir şey demedim. Bilmiyorsa bunu ona öğretmeye...
Parece qu están demasiado viejitos para la vida y cansados de todo...
Saat dördü geçmişti ve babamın gözleri bana acı çektirmeye devam ediyordu.
Beni vermek istemezlerse satın alabilirsin. Babamın hiç parası yok. Beni satıcağından eminim. Çok para isterse, Seu Jacob'un dükkanında müşterilerine yaptığı gibi birkaç taksitte edersin...
Şefkat olmayınca hayatın pek değeri kalmıyor. Şefkat göstermek beni bazen mutlu ediyor, bazense yanıltıyor, ki bu ikincisi daha sık oluyor.
Bundan sonra bana çiçek getirmeni istemiyorum.Sana özellikle çiçek verirlerse başka.Söz mü?'
För att ta livet av en människa behöver man ju inte sikta med Buck Jones revolver och göra pangpang med den. Det var inte så jag menade. Utan man kan också döda en människa i sitt hjärta. Man gör så a...
De ahora en adelante solo iría a ver películas de amor, como las llamaban los grandes. Con muchos besos, muchos abrazos y donde todo el mundo se quisiera. Ya que solamente servía para recibir golpes,...
Showing 21 to 33 of 33 results