Stefan Zweig Quote

Yaptığı o kadar da kötü bir şey değildi. Niçin bu kadar sert bir ceza veriyorsun? Küçük kızına acımıyor musun hiç ?Küçüğe acıyıp acımadığımı sordun, değil mi? Cevabım, artık acımıyorum, olacak. Çünkü bu zor gelse de, cezalandırıldığı andan itibaren içi rahatlamıştır. Asıl dün mutsuzdu, zavallı atı kırıp ocağa attıktan sonra evdeki herkes onu ararken, her an, her dakika bulunacağı korkusuyla yaşıyordu. Korku cezadan çok daha beterdir, çünkü ceza bellidir, ağır da olsa, hafif de, hiçbir zaman belirsizliğin dehşeti kadar, o sonsuz gerilimin ürkünçlüğü kadar kötü değildir. Kızımız da, cezası kesinleşir kesinleşmez hafifledi. Ağlaması seni şaşırtmamalı, bu sadece bir boşalmaydı, önceden baskı altında duruyordu. İçte tutulan gözyaşları akıtılanlardan daha acıtıcıdır. O eğer çocuk olmasaydı veya içini en gizli noktasına kadar görme olanağımız olsaydı, inanıyorum ki aldığı cezaya ve döktüğü gözyaşlarına rağmen, dün olduğundan çok daha hoşnut olduğunu görürdük. Oysa dün, görünürde kaygısızca ortalıkta dolaşıyordu ve kimse onu suçlamıyordu.

Stefan Zweig

Yaptığı o kadar da kötü bir şey değildi. Niçin bu kadar sert bir ceza veriyorsun? Küçük kızına acımıyor musun hiç ?Küçüğe acıyıp acımadığımı sordun, değil mi? Cevabım, artık acımıyorum, olacak. Çünkü bu zor gelse de, cezalandırıldığı andan itibaren içi rahatlamıştır. Asıl dün mutsuzdu, zavallı atı kırıp ocağa attıktan sonra evdeki herkes onu ararken, her an, her dakika bulunacağı korkusuyla yaşıyordu. Korku cezadan çok daha beterdir, çünkü ceza bellidir, ağır da olsa, hafif de, hiçbir zaman belirsizliğin dehşeti kadar, o sonsuz gerilimin ürkünçlüğü kadar kötü değildir. Kızımız da, cezası kesinleşir kesinleşmez hafifledi. Ağlaması seni şaşırtmamalı, bu sadece bir boşalmaydı, önceden baskı altında duruyordu. İçte tutulan gözyaşları akıtılanlardan daha acıtıcıdır. O eğer çocuk olmasaydı veya içini en gizli noktasına kadar görme olanağımız olsaydı, inanıyorum ki aldığı cezaya ve döktüğü gözyaşlarına rağmen, dün olduğundan çok daha hoşnut olduğunu görürdük. Oysa dün, görünürde kaygısızca ortalıkta dolaşıyordu ve kimse onu suçlamıyordu.

Related Quotes

About Stefan Zweig

Stefan Zweig (; German: [ˈʃtɛ.fan t͡svaɪ̯k] ; 28 November 1881 – 22 February 1942) was an Austrian writer. At the height of his literary career, in the 1920s and 1930s, he was one of the most widely translated and popular writers in the world.
Zweig was raised in Vienna, Austria-Hungary. He wrote historical studies of famous literary figures, such as Honoré de Balzac, Charles Dickens, and Fyodor Dostoevsky in Drei Meister (1920; Three Masters), and decisive historical events in Decisive Moments in History (1927). He wrote biographies of Joseph Fouché (1929), Mary Stuart (1935) and Marie Antoinette (Marie Antoinette: The Portrait of an Average Woman, 1932), among others. Zweig's best-known fiction includes Letter from an Unknown Woman (1922), Amok (1922), Fear (1925), Confusion of Feelings (1927), Twenty-Four Hours in the Life of a Woman (1927), the psychological novel Ungeduld des Herzens (Beware of Pity, 1939), and The Royal Game (1941).
In 1934, as a result of the Nazi Party's rise in Germany and the establishment of the Standestaat regime in Austria, Zweig emigrated to England and then, in 1940, moved briefly to New York and then to Brazil, where he settled. In his final years, he would declare himself in love with the country, writing about it in the book Brazil, Land of the Future. Nonetheless, as the years passed Zweig became increasingly disillusioned and despairing at the future of Europe, and he and his wife Lotte were found dead of a barbiturate overdose in their house in Petrópolis on 23 February 1942; they had died the previous day. His work has been the basis for several film adaptations. Zweig's memoir, Die Welt von Gestern (The World of Yesterday, 1942), is noted for its description of life during the waning years of the Austro-Hungarian Empire under Franz Joseph I and has been called the most famous book on the Habsburg Empire.